9 Ekim 2007 Salı


Şans var midir?....

Şanslı olanlar okur, şanssızlar zaten okumadan silerler...


Profesor Richard, Wiseman Universitesi, Hertfordshire


Neden bazi insanlar inanilmaz derecede şanslıyken, diğerleri hak ettikleri olanaklara asla sahip olamaz?

Bir psikolog, yanıtı bulduğunu söylüyor."10 yil önce, şansi arastırmaya başladım.

Neden bazi insanlarin hep doğru zamanda doğru yerde oldugunu,digerlerinin ise sürekli olarak şanssızliklarla boğuştuğunu merak ediyordum.


Ulusal gazetelere ilan vererek kendilerini her zaman sansli yada sanssiz hisseden insanlarin benimle temasa gecmelerini rica ettim. Yuzlerce sira dişi erkek ve kadin, araştırmamıcın gönüllü oldu. Yillar boyunca, onlarla soylesiler yaptim; yasamlarini gozlemledim ve deneylere katilmalarini sağladim.

Sonuçlar gosteriyor ki insanlar, neden şanslı ya da şanssiz olduklarini tam olarak bilemeseler de dusunceleri ve davranislari, bu durumu buyuk olcude acikliyor.

Bir şans ya da bir firsat gibi gorunen durumlari dusunelim. Şansli insanlarin bu tur firsatlarla sürekli karsilasmalarina karsilik, sanssiz insanlar bunlarla hic karsilasmazlar. ...

Bu durumun, insanlarin söz konusu firsatlari fark etme yetenekleri arasindaki farkliliklardan mi kaynaklandigini bulmak icin basitbir deney yaptim.

Hem sansli, hem de sanssiz insanlara bir gazete verdim ve onlardan gazeteyi iyice inceleyip icinde ne kadar fotograf oldugunu bana soylemelerini istedim.

Gazetenin ortalarinda bir yere, uzerinde su not yazili olan buyuk bir mesajyerlestirdim: "Deney gorevlisine bunu gordugunuzu soyleyin; 250 dolar kazanin."

Bu mesaj, sayfanin yarisini kapliyordu ve yuksekligi 5 cm'in uzerinde olan bir fontla yazilmisti. Herkesin yuzunu sabitbakislarla suzuyordum.Sanssiz insanlar, bunu fark edemezlerken, sansli insanlar hemen fark ettiler.

Sanssiz insanlar, genel olarak sansli insanlardandaha gergindirler.Bu endiseli ruh hali, beklenmeyeni fark etme yeteneklerine ZARAR verir.

Sonuc olarak, firsatlari kaçirirlar; cunku baska bir seyi aramaya aşırı odaklanmislardir. Partilere,mukemmel eslerini bulma dusuncesiyle giderler; bu yuzden de iyi arkadaslar edinme firsatlarini kacirirlar.

Belliilanlarini bulmaya kararli bir biçimde gazeteleri incelerler ve digerolanaklarini kaçirirlar. Sansli insanlar, daha rahat ve ıktırlar.

Dolayisiyla,yalnizca aradiklarini degil, orada ne oldugunu da gorurler. Arastirmam, sonuçolarak sunu gosterdi: Sansli insanlar, dort ilke sayesinde sanslarini yaratirlar.

Sans firsatlarini yaratma ve fark etme konusunda beceriklidirler;

sezgilerini dinleyerek sansli kararlar verebilirler;

olumlu beklentiler sayesinde dogru cikan tahminlerde bulunurlar

ve sanssizligi sansa donusturen esnek bir yaklasim benimserler.

Çalışmanın sonuna doğru, bu ilkelerin, sansi yaratmada kullanilip kullanilamayacagini merak ettim. Bir grup gonulluden, bir ay boyunca, sansli bir insan gibi düsünüp davranmaya yardimci olacak egzersizleryapmasini istedim.

Çarpici Sonuclar Bu egzersizler, şans firsatlarini fark etmeleri, sezgilerini dinlemeleri, sansli olmayi ummalari ve sanssizliga karsi daha esnek olmalarinda onlara yardimci oldu.

Gönulluler, bir ay sonra dondu ve neler oldugunu anlattilar. Sonuçlar, carpiciydi:

Bu insanlarin % 80'i, artik daha mutluydu; yasaminda daha cok tatmin oluyordu ve belki de en onemlisi, daha şanslıydı

Sonuc olarak, asla akla gelmeyecek "şans faktöru"nu bulmustum.

Asagida, Profesor Wiseman'in sansli olmak için önerdigi dört temel ipucu bulunuyor:

İçsel sezgilerinizi dinleyin; normalde doğru çıkarlar.

Yeni deneyimlere ve normal rutininizi bozmaya açik olun.

Her gun birkac dakikanizi iyi giden seyleri hatirlayarak gecirin.

Önemli bir toplanti ya da telefon görüşmesi öncesinde kendinizi şansli olarak hayal edin.

Şans, çoğu zaman, doğru çıkan bir tahmindir.

3 Ekim 2007 Çarşamba




Cesaretin bittigi yerde Esaret başlar



Bir Hint masalina göre, kedi korkusundan devamli endise içinde yasayan bir fare vardir. Büyücünün biri fareye acir ve onu bir kediye dönüstürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacagi yerde
bu kez de köpekten korkmaya baslar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüstürür. Kaplan olan fare, sevinecegi yerde avcidan korkmaya baslar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsin farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüregi var. O yüzden ben sana yardim edemem."




Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda şöyle diyor: "Insanlarin çogu kaybetmekten korktugu için sevmekten korkuyor.. Düsünmekten korkuyor, sorumluluk getirecegi için. Konusmaktan korkuyor, elestirilmekten korkttugu için. Yaslanmaktan korkuyor, gençligin kiymetini bilmedigi için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir sey vermedigi için. Ve ölmekten korkuyor, aslinda yasamayi bilmediği için."